24 Aralık 2013 Salı

Namaz için camiye koşarak gitmek uygun olur mu?

AHMET ŞAHİN'İN YAZISIDIR

Sabah namazına geç kaldığı düşüncesiyle camiye koşarak gitmiş, görenler de telaşa kapılıp:
-Hayrola Hacı bey bir sıkıntın mı var, neden koşarak gidiyorsun, diye sormuşlar? O da:
-Namaza geç kaldım da onun için koşuyorum, deyince itirazlarla karşılaşmış:    
-Namaza erişeceğim diye koşturmaya gerek yok demişler. Bu tenha saatte seni görenler bir şeye mi koşuyor acaba diye endişeye kapılırlar. Hem acele ile giderken bir trafik kazasına bile sebep olabilirsin, diyerek de uyarılarını sürdürmüşler. O da tereddüde düşmüş. Bana böyle uyarıda bulunanlar haklı olabilirler mi? Ben namaza erişmek için koşuyordum çünkü diye de eklemiş?
Bence bu itirazlar yerinde ve isabetli uyarılardır. Gerçekten de bazı kimseler namaza erişeceğim diye öyle acele ile gidiyor ki görenlerin bir şey mi var acaba diye merak etmelerine sebep olabiliyorlar. Bu telaş, bazen cami içinde de görülüyor. Başlamış olan namaza erişmek için arkadan öylesine bir patırtı ile geliniyor ki, namaza erişmek için koşmayı din mi emrediyor diye soranlar bile oluyor.
    Halbuki namaza giderken koşturmaya gerek olmadığı net bir şekilde hadiste şöyle ifade buyrulmuştur.  
-Namaz için yola çıktığınızda sekinet ve vakar üzere yürüyün, tefekkür içinde yol alın. Yetiştiğinizi huzurla kılın, yetişemediğinizi de kendi başınıza kaza edin, bir yanlış anlayış ve telaşa sebep olmayın!.       Böylece namaza vakar ve sükunet üzere gitme tavsiye edilmiştir.
Buna rağmen namaza acele ve telaşla gitmenin bir sebebi, geç kalıp da başta kılınan sünnetleri kaçırma endişesi olduğu da anlaşılmaktadır. Halbuki sünnetleri kılma konusundaki bilgileri incelediğimizde ise koşarak gitmeye hiç gerek olmadığı da görülmektedir. Şöyle ki:      
1- Bilindiği üzere sabah namazının sünneti farzdan önce kılınmalı, sonraya bırakılmamalıdır. Çünkü sabahın sünneti farzdan sonra kılınmaz. Hatta, imama selam vermeden önce erişebileceğini tahmin eden kimse sünneti acele ile bir köşede kılıp selamdan önce de olsa cemaate erişmeye gayret etmelidir. Şayet selamdan önce de olsa imama erişemeyecekse artık sünneti bırakıp cemaate erişmeyi tercih edecektir. Çükü cemaate iştirakin sevabı, sünnetten fazla olarak tespit edilmiştir.
Sabah namazının sünneti dışındaki diğer namazların sünnetlerini ise, farzdan sonra kılmak gibi kolaylık ve genişlik söz konusudur.
2- Nitekim öğle namazında camiye gelen kimse kamet getirilmeye başlandığını görürse hemen cemaate iştirak eder. Farzı kıldıktan sonra kılamadığı ilk dört rekât sünneti kılar. Sonra da iki rekât müekked sünneti eda eder. Bir kayıp ve karışıklık söz konusu olmaz.
3- İkindi namazında geç kalan da yine hemen cemaate iştirak eder, kılamadığı ilk sünneti farzdan sonra kılma mecburiyeti duymaz. Çünkü ikindiden sonra nafile için kerahet vakti başlamış olur.
4- Akşam namazında zaten ilk sünnet yoktur. Cemaatle farza başlanır, sonra sünnet kılınır, geç kalma söz konusu olmaz.   
5- Yatsı namazına geç gelen ise, başlayan cemaatle farzı kılar. Farzdan sonra kılınan iki rekât müekked sünneti isterse dört olarak kılar. Böylece baştan kılamadığı ilk müstehab sünnetin sevap kaybını dört rekat olarak kıldığı müekked sünnetle telafi etmiş sayılır.

Demek ki: Namazın sünnetlerini başta kılmak için telaşlı şekilde koşarak görenlerin şüphe ve endişeye kapılmalarına sebep olmaya hiç gerek yoktur. Çünkü camide yetiştiğimizi cemaatle kılarız, yetişemediğimizi de bu ölçüler içinde sonra kaza ederiz. Bir noksanlık ve kaybımız söz konusu olmaz inşallah. Rabb’imiz niyetimize ve mazeretimize göre ikramda bulunur diye ümit ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beşiktaş 1-1 Real Betis Maç Özeti